by way

  1. yan yol
  2. dolaylı yol
  3. önemsiz faaliyet
yan yol, ıssız/tenha/karanlık yol, tâli yol. Noun
tâli veya karanlıkta kalan araştırma alanı/konu.
The byways of old Turkish litterature. Noun
(a) yolu ile, tarikiyle, üzerinden.
To go to Ankara by way of Bolu. (b) suretiyle, yöntemiyle,
usulüyle, tarzında.
by way of help. (c)
Brit. (
… being/doing, etc) … olmak/yapmak üzeredir.
He is by way of being an authority on the subject. (d) olarak, maksadıyla, yerine.
By way of an answer he just nodded.
değişiklik olsun diye
dilekçe ile
derkenar olarak
ek olarak
avans olarak
sözleşme ile
istisna olarak
kıyas yoluyla Adverb
kıyas yapılarak Adverb
kıyasen Adverb
sırf açıklama maksadıyla
komisyon olarak
uzlaşma yoluyla
uzlaşma yoluyla
savunma amacıyla
bağış olarak
mazeret kabilinden
icra yoluyla
çare olarak
deneme kabilinden
armağan olarak
lütuf olarak
örnek olarak, örneğin.
istidlalen
çıkarsama yoluyla
giriş olarak
(US) ödünç olarak
özür kabilinden
özür dileme
rehin olarak
emniyet tedbiri olarak
peşin tedbir olarak
tazminat olarak
karşılık olarak
misilleme olarak
güvence olarak
ticaret yoluyla
miras yoluyla düşmek Verb
(Br) kanuni ipotek
bir vakanın gerçeklerini öğrenmek için soruşturma yapmak Verb
kendi ne asaleten
tazminat ödemek Verb
tazminat ödemek Verb
birine tazminat olarak bir meblağ ödemek Verb
senetle ödeme
devir temlik senedi
satış yoluyla devredilmiş
büyük farkla, her bakımdan.
the best by a long way: her bakımdan en iyisi.
hatırımda iken, aklıma gelmişken.
aklıma gelmişken, sırası gelmişken, istitraten söyleyeyim ki.
By the way, have you received that letter yet?
istisna olarak
özet olarak
yan yol
azimle ilerlemek Verb